‘Deprem mağdurları için fazla giysi Yemenli bir şirkete satıldı’
Depremzedelere gönderilen giyim yardımının, yine belediyelerin “giyim kumbaralarından” ikinci el giysi toplayarak üçüncü dünya ülkelerine satan Yemenli bir şirkete satıldığı ortaya çıktı.
Bir gün’ün yazarı Bahadır Özgür, belediyelerin dayanışma amacıyla oluşturduğu ‘giysi kumbarası’ uygulamasının arkasında küresel bir ticaretin yattığını belirtti. Belediye amblemi ve geri dönüşüm logosu bulunan kumbaralarda biriken giysiler için “Kullanılabilecek olanlar ayıklanarak temizlenip ihtiyaç sahiplerine teslim ediliyor. Kullanılamayanlar ise geri dönüşüme gönderilerek iplik veya farklı ham madde elde edilir.” Bu kelimelerin kullanıldığını ancak gerçeğin böyle olmadığını belirten Özgür, “Broşürlerine, faaliyet raporlarına, billboardlara koydukları fotoğraflarla da halka yalan söylüyorlar. Türkiye’de toplanan tek bir kumaş parçası kalmadı. ” o yazdı.
Özgür, “Deprem mağduruna fazla giysi Yemenli bir şirkete satıldı” başlıklı yazısında “sıfır atık ve giysi kumbarası” ticaretini şöyle anlattı.
“Geçen hafta Mersin Limanı’ndaki bir depoda çekilen videoda arka arkaya gelen tırlardan koliler halinde kıyafetlerin indirildiği görüldü. Görüntüyü çeken kişi beyin sarsıntısı olduğunu iddia etti. Kullanılmış olanlar vardı. Depo AJ International Group’a aitti.Peyzajlardaki kıyafetlerin depremzedelere gönderilenler olduğunu firma yetkilileri doğruladı.Birçok belediye ve kuruma çok fazla kıyafet yardımı yapıldı,ne işçi ne de alacak yer olmadığı için ‘fazla’ydı. Bunun karşılığında bazı ‘küçük’ ödemeler de yaptılar.
Aslında şirket için gizlenen bir durum yok. Belediyelerden aldıkları ihale karşılığında yıllardır ‘atık kıyafet’ topluyorlar. Ama sorun burada başlıyor. Çünkü hiçbir belediye o kumbaraların içindekilerin uluslararası bir şirkete ait olduğunu, ‘yardıma muhtaçlara’ gitmediğini, geri dönüşüme gitmediğini, üçüncü dünya ülkelerine satılmak üzere ihraç edildiğini söylemiyor.
Ortalığı karıştırmak zorundasın. Çünkü geri dönüşüm, Emine Erdoğan himayesinde yürütülen ‘sıfır atık’ projesi vb. kampanyaların arkasında ne yattığını daha iyi anlayacağız.
(…)
Türkiye kendi yoksulluğundan zorunlu bir ‘geri dönüşüm ordusu’ yarattı. Belediyelerin yöneticilerinden biri çıkıp “Yabancı şirket neden milyonlarca dolar yatırım yapıyor” dedi. o söylemedi Onbinlerce koleksiyoncu, işsiz çevre mühendisi, kimyager, tasarımcı, teknik uzman, yazılımcı düzenli iş bulabildi. Bunun yerine en kolay şeyi yaptılar; İhale açtılar. Broşürlerine, faaliyet raporlarına, billboardlarına koydukları fotoğraflarla da kamuoyuna böbürleniyorlar. Toplanan tek bir kumaş modülü Türkiye’de kalmadı.
Bunu belediyeler yapıyor ama merkezi hükümet farklı mı? Çevre ve Şehircilik Bakanlığı bünyesindeki ‘sıfır atık’ birimi ve valiliklerin raporlarına baktığımızda farklı atıkların kimler tarafından toplandığını görebilirsiniz. Hatta oradaki firmaların birçoğu birebir adreslere gidiyor. Konumuz olan dokuma ile ilgili incelememize devam edelim.
20’DEN FAZLA ŞİRKETİ VAR
AJ International, 2018 yılında Yemen asıllı Abdulcelil Ali Ali Al-Sharifi tarafından Trabzon’un Akçaabat ilçesinde kuruldu. Aynı yıl İstanbul Beylikdüzü Mermerciler Sitesi’ne taşındı. Büyük bir depo açtı. Kurucusu Türk vatandaşı olup Abdülhalil Şerifi adını almıştır. İstanbul’da birçok farklı yerde şubeleri bulunmaktadır. Mersin Limanı’nda da devasa bir deposu var. Başta Pakistan, Umman, Yemen, Suudi Arabistan, BAE ve Türkiye olmak üzere dünyada 20’den fazla geri dönüşüm firmasına sahiptir. İngiltere ve Almanya’da şirket kuruldu. Pazarının %40’ını Orta Doğu, %40’ını Avrupa ve %20’sini Afrika oluşturmaktadır. 200’den fazla ortak mevcuttur. Türkiye’de farklı isimlerle 7 şirket Mersin, Bursa, İstanbul ve İzmir gibi illerde faaliyet göstermektedir. Hepsi ‘sıfır atık’ projesi kapsamında toplanıyor. Dokumada telef piyasasının tek hakimidir. Ambarlı ve Mersin limanlarından her hafta kaç ton sevk edildiğinin kayıtlarını inceledim. Rakam gerçekten inanılmaz. Kârlı bir iş. Giysiler temizlenir, onarılır ve çoğu şirketin tabiriyle üçüncü dünya ülkelerine pazarlanır. Kullanılamayanlardan iplik ve kumaş elde edilir.
Deprem, bildiğimiz birçok şeyi acı tecrübelerle yeniden doğrulamış, göremediğimiz birçok çürümeyi de ortaya çıkarmıştır. Bunlardan birinin atık ticaretiyle bağlantılı olacağını varsaymak zordu. Bunu da öğrendik. Batı’nın plastik ve asbestli gemisini ülkeye dolduranlar, herhalde ekonomi için çok daha değerli bir ‘atıkları’ uluslararası şirketin tekeline üç kuruşa verdiler.” (HABER MERKEZİ)